Merkez Bankası Döviz Kuru | |||
ALIŞ | SATIŞ | ||
USD | 0 | 0 | |
EURO | 0 | 0 | |
İnsan hayatı inişli yokuşludur. Bazısı inerken bazısı çıkar.
Yıllarının tecrübe ve bilgelik imbiğinden geçip süzülen ve özlü söz olan hayatlar.
Toplum belleğinde de herdaim tazeliğini korur ve suya atılan taş misali halkalar olur dilden dile yayılır ve yaygınlaşır. Yoldaki işaret levhaları olur.
Özlü sözler yıllar geçse de değerinden hiçbir şey kaybetmez. Popüler kültür ürünü olmayınca sosyal
hayatta sürekli olarak insanlığın hizmetinde öylece durur. Zaman olur surda acılan gediğe konulan taş
misali bilge bir dilden yepyeni haliyle söz olur ve yerini bulur. Halk tabiriyle laf yerine ‘’cuk’’ oturur.
Şeyh Edebali ile kartal olur. ‘’Yükseklerde yer tutanlar aşağıdakiler kadar emniyette değildir.’’
Necip Fazıl ile su olur.’’ İnsan su misali kıvrım kıvrım akar ya, biryanda akan benim öbür yanda
Sakarya’’
Yalnızlaşır bazen insan; Atasözü olur; ‘’düşenin dostu olmaz’’
Veya daha fazla ajite edilerek arebesk türküye dönüşür.
Gönül dostlarının dilinde sevgiliye kavuşmak isteyen toprak olur;
‘’Sevgide güneş gibi ol,
dostluk ve kardeşlikte akarsu gibi ol,
hataları örtmede gece gibi ol,
tevazuda toprak gibi ol,
öfkede ölü gibi ol,
her ne olursan ol,
ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol.’’ Mevlana
İşaret Levhaları ile doludur inişli ve çıkışlı yol.
Uçurmaya çalışan nefis bir yanda. Toprak ol ikazıyla Ruh bir yanda. İnsan yol alır.
İki yoldan birini seçer cüz-i iradesiyle. Ve sonra tüm yaşanmışlıklar yazılır levh-i mahfuz da
Gönül dostları da ha bire insanlığı doğru yola iletmek adına işaret levhaları yazar. Mektuplar yazar ilaç olsun diye;
‘’Aziz kardeşim bilmelisin ki; İnsanının nefs-i emaresinin yaratılışında makam ve baş olma tutkusu vardır. Onun bütün hırsı akranlarından üstün olmaktır. Tabiatına kadar sızmış yegâne arzusu, bütün yaratıkların kendisine muhtaç, emir ve yasaklarına saygılı olmasıdır. Fakat kendisi bir başkasına kesinlikle muhtaç ve bağlı olmak istemez. İşte bütün bunlar nefsin ilahlık davası gütmesinden ve benzeri olmaktan münezzeh olan yüce yaratıcısına kendisini ortak görmesinden başka bir şey değildir. Hatta bundan öte nefis Allah Teâla ile ortak olmaya bile razı değildir. Bilakis o tek başına hakim olmayı ve her şeyin kendi hükmü altında olmasını ister. Makam, reislik, üstünlük ve büyüklenme gibi nefsin arzuladığı şeyleri kendisine vererek nefsi terbiyeye kalkışmak gerçekte Allah’a düşmanlık etmesi için ona destek vermektir. Bu nedenle söz konusu işin ne kadar çirkin olduğunu idrak etmek gerekir.’’ ‘’özetle nefis, sevdasına kapıldığı büyüklük duygusundan kurtulmadıkça felah imkânsızdır. Ebedi ölüme yol açmaması için bu hastalıktan kurtulmak kaçınılmazdır. Afaki ve enfüsi ilahları yok etmek için vazedilmiş olan’’ la ilahe illallah’’ kelimesi nefsi tezkiye ve arındırma konusunda en tesirli araçtır. ‘’1( İmam- Rabbani)
Ma’ruzat ını arz eder kendi hayatından örneklerle insana, doğruyu yolda olsun diye;
‘’Mukaddem u muahhar yüz bulup ve hırs u tama’a düşüp de pek ileri seğirtmedim. Erişür menzil-i maksuduna aheste giden Tiz reftar olanın payına damen dolaşır. Vefkınca tarik-i terakkide acele etmedim. Gördüm ki tedrici hareket edenlerin encamı hayr oluyor. Hemen ateş gibi birden bire parlayanların şu’le-i ikbali çabuk sönüyor. Bu vecihle âlemin alış verişine ve iniş yokuşuna göre olduğunu görüp ibret aldım. Ve daima te’enni ile hareket eyleyerek nasibime razı ve nail olduğum nimete müteşekkir ve Cenabı Hakka mütevekkil oldum. ‘’Niyetlerinde samimi olanlar, çok doğru bir yoldadır’’ vadisinde çok dolaştım, çok akabeler aştım; çok muhataralar geçirdim, çok zahmetler çektim. Lakin ‘’Kurtuluş doğruluktadır’’ tarikini ilzam eyledim. Doğruluktan ayrılmadım. … elhmamdülillah …’’2 (Ahmet Cevdet Paşa)
Bütün bu anlatılanlardan sonra Aklı başında bir insanın hala Molla Kasım aramasına gerek var mıdır? Hayatta sigaya çekilmek için, Baştaki giriş cümlesine de İnsan hayatı inişli yokuşludur. Bazısı inerken bazısı çıkar, diye başladık ya yazımıza, Görülmekte ki insan yaptığı tüm fiillerini bilerek ve isteyerek yapmaktadır. İnerken de çıkarken de işin farkında ve tüm levhaları görmektedir.
Gerçek hayatta karşılaştığımız, uçmak sonrası ayakları yere basmaya başlayan veya ikiyüzlü söylenen sözler: ‘’bana yakın olun, sizin doldurmadığınız yeri yalakalar dolduruyor alkışları ile beni uçuruyorlar. Molla Kasım gibi beni sigaya çekin’’ Hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur bu sözlerin. Yoldaki işaret levhalarını okumamış olma ihtimali yoktur bu tip zevatın. İşin farkındadır, ne istediğini de çok iyi bilmektedir. Yanlışlarını da Belli ki niyet Molla Kasım’ı kullanmaktır.
‘’Kişi sevdiği ile beraberdir.’’ Bu dünyada da böyledir, ahirette de böyle olacaktır. Buna inanırız. Yalakayı seviyorsan al senin olsun mutlu ol, istersen uç, Niyetin halisse eğer, Anadolu toprakları mümbittir. Çoktur Molla Kasım. İkiyüzlülüğü bırak. İşaret levhalarına bak. Allah’ın verdiği cüz-i iradeyi doğru kullan. Zira bu hayatta bir saniye sonrasının garantisi yoktur.
‘’Allah kimseyi gücünün yettiğinden başkasıyla mükellef kılmaz …’’ Bakara-186 ve ayet devamında duaya dönüşür. ‘’… Rabbimiz, takat (güç) yetiremeyeceğimiz şeyi bize yükleme. …’’ Âmin.
İnsanı yaratan, onu en iyi tanıyan, dünyada ne yapılması gerektiğini, hatta nasıl dua edileceğini de öğretmiştir. Yoldaki işaretler kıyamete kadar değişmeyecektir.
Vesselam
Selam ve muhabbetle
D. Bilal AKKUŞ
1- İmam-ı Rabbani – Mektubat-ı Rabbani – 52. Mekup 2- Ahmet Cevdet Paşa – Ma’ruzat – 237. Sy Lahika