Merkez Bankası Döviz Kuru | |||
ALIŞ | SATIŞ | ||
USD | 0 | 0 | |
EURO | 0 | 0 | |
'ALLAH HER DÖNEMİN HÜKÜMDARINI HALKIN KALBİNE GÖRE GÖNDERİR'
Hz. Adem'den bu yana insanlar farklı görüş ve menfeatleri yüzünden ayrışmışlar,
Allah'a giden yolda zalim, kafir, münafık, fasık, müslüman ya da mümin olarak
hayatlarını sürdürmüşlerdir.
Kuran'ı Kerim'e göre; Allah'ın emirlerine uymayan kişi veya toplumların bir çok
bela ve musibetlerle imtihandan geçtiğini, günahkarlıklarına rağmen refah içinde
olan bazı kişi ve toplumların ise cezalarının ahirete bırakıldığını, yine
Kuran-ı Kerim'den öğreniyoruz. Hikmetini ancak Yaradan'ın kendisi bilir.
Cenab'ı Hak, Rum Suresi 36. Ayet'i Kerimesinde; ''İnsanlara bir rahmet
tattırdığımızda ona sevinirler. Şayet yaptıklarından ötürü
başlarına bir felaket gelse, hemen ümitsizliğe düşüverirler. '' Aynı Sure'nin
41. Ayet-i Kerimesinde ise, ''İnsanların bizzat yaptıkları yüzünden karada ve
denizde düzen bozuldu, ki Allah yaptıklarının bir kısmını onlara tattırsın; belki de
(tuttukları kötü yoldan) dönerler.'' diyerek tüm insanlığı uyarmaktadır.
Bakara Suresi 155 ve 156 da ise, '' Andolsun ki sizi biraz korku ve açlık;
mallardan, canlardan ve ürünlerden biraz azaltma (fakirlik') ile
deneriz. (Ey Peygamber!) Sabredenleri müjdele.'' ''O sabredenler kendilerine
bir bela geldiği zaman; biz Allah'ın kullarıyız ve biz O'na döneceğiz, derler.''
Bakara 157 de ise, doğru yolda olanlara rahmet ve bağışlanma olduğu bildirilmektedir.
ŞEYTAN, MÜTTAKİLER, TAGUT, KARUN, FİRAVUN VE HAMAN
Cenab-ı Hak, Bakara 168 de ''..........şeytan sizin açık bir düşmanınızdır'' derken,
169 da ''O, size ancak kötülüğü, çirkini ve Allah hakkında bilmediğiniz şeyleri
söylemenizi emreder.'' Müttaki kullarını ise şu şekide tarif eder; ''İyilik, yüzlerinizi
doğu ve batı tarafına çevirmeniz değildir. Asıl iyilik, o kimsenin yaptığıdır ki,
Allah'a, ahiret gününe, meleklere, kitaplara, peygamberlere inanır.
(Allah'ın rızasını gözeterek) yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışlara,
dilenenlere, kölelere sevdiği maldan harcar, namaz kılar, zekat verir.
Antlaşma yaptığı zaman sözlerini yerine getirir. Sıkıntı, hastalık ve savaş
zamanlarında sabreder. İşte doğru olanlar, bu vasıfları taşıyanlardır.
Müttakiler ancak onlardır'' (Bakara 177) buyurmaktadır.
Ne yazıkki biz insanlar, hala fıtratımıza aykırı olarak yaşamaya devam ediyor,
Tagut'un, ya da şeytanın peşinden gidiyoruz. (Tagut; Hak'kı tanımayan, azan,
sapan her kişi ve güce veya Allah'tan başka Tanrı edinilen şeylere verilen addır.
Azgın ve sapkınlığı nedeniyle şeytan'a da Tagut denmiştir.)
Bizler, Kuranı Kerim'in bir rehber ve hidayet kaynağı olduğunu bile bile,
ne yazık ki şirk ve küfür batağında oyalanmaya devam ediyoruz . Böylece,
kendi hür irademizle, kendi nefsimize zulmediyoruz.
Zümer 53 de,
''....Allah'ın rahmetinden ümit kesmeyin...'' Yusuf 87 de ''.....kafirler
topluluğundan başkası Allah'ın rahmetinden ümidini kesmez''.
Hz. Muhammed
( s.a.) de, ''Ümidini kesenler bizden değildir'' buyurarak, Yaradan'a sığınmanın
ne kadar önemli olduğu vurgulanmaktadır.
Cenabı Hak, büyüklük taslayan kibirli insanlara karşı da, Karun, Firavun ve Haman'ı
örnek göstermiştir. ''Nitekim, onlardan her birini günahları
sebebiyle cezalandırdık. Kiminin üzerine taşlar savuran rüzgarlar gönderdik, kimini
korkunç bir ses yakaladı. Kimini de su da boğduk. Allah onlara zulmetmiyor, asıl onlar
kendilerine zulmediyorlardı.'' ( Ankebut 40) buyurarak, akıl sahipleri uyarılmaktadır.
BİR MİLLET KENDİNİ DEĞİŞTİRMEDİKÇE ALLAH ONLARI DEĞİŞTİRMEZ
Bir millet kendi üstün meziyetlerini bozmadıkça, Allah verdiği nimeti
onların elinden almaz.
Ayrıca, Rad Suresi 11. Ayet-i Kerimede, ''..........Bir toplum
kendilerindeki özellikleri değiştirinceye kadar Allah, onlarda bulunanları değiştirmez.
Allah bir topluma kötülük diledimi, artık onun için geri çevrilme diye bir şey yoktur. Onların
Allah'tan başka yardımcıları da yoktur.'' .
Nitekim Cenabı Hak, ülke idaresinde anlaşmazlığa düşüldüğünde inanlara hitap ederek,
'' Ey iman edenler ! Allaha itaat edin, Resulüne ve sizden olan Ulül Emre (İdarecilere)
itaat edin. Eğer bir hususta anlaşmazlığa düşerseniz, Allah ve ahirete gerçekten
inanıyorsanız onu, Allah ve Resulüne götürün. (Onların talimatlarına göre hareket edin)
Bu hem hayırlı, hem de netice bakımından daha güzeldir'' (Nisa 59) buyurarak,
inanan toplumlara yol göstermektedir.
'ALLAH HER DÖNEMİN HÜKÜMDARINI HALKIN KALBİNE GÖRE GÖNDERİR'
Sonuç olarak; Kur'an'ı Kerim'in hükümleri sadece müslümanları bağlar.
Bir müslüman'ın hatası da İslam Dinine mal edilemez. Müslüman ve mü'min
arasındaki farkı anlayamayan İslam karşıtları da, kişilerin hatalarını din kabul ederek,
algı yaratmaya çalışan art niyetli fırsatçılardır.
Müslüman'ın gayesi elbette
Allah'ın rızasını kazanmak olmalıdır. Allah'ın rızasını kazanan mü'min olan birey
ve toplumlar da, şüphesiz hem bu dünyada, hem de ahirette başarıya ulaşacaktır.
Ancak, Cenab-ı Hak'kın insanların yararına koyduğu dünyevi ve uhrevi
( İtikadi, ameli, ahlaki ) hükümlere, tarihte olduğu gibi günümüzde de yeterince
uyulmadığından ; can'ın, aklın, neslin ve malın korunması hususlarında sadece
devlet değil, bireyler olarak bizler de sorumluyuz.
Cenab-ı Hak, bol nimetlere kavuşarak azan, sapan, şükretmeyen, şımarık ve
kibirli toplumlar için şöyle demiştir: ''.........Bir toplum kendilerindeki özellikleri
değiştirinceye kadar, Allah onlarda bulunanı değiştirmez........'' (Rad :11)
İsra Suresi 16. ayeti kerimesinde ise, ''Allah her dönemin hükümdarını halkın
kalbine göre gönderir. Onları düzeltmek isterse salih birini, helak etmek isterse,
kötü birini hükümdar olarak gönderir.''
Allah verdiği sözden dönmez. (Rum 6, Al-i İmran 9)
24.03.2024
Araştırmacı/Yazar
Yalçın KARTAL
KAYNAK: Kuran'ı Kerim