Merkez Bankası Döviz Kuru | |||
ALIŞ | SATIŞ | ||
USD | 0 | 0 | |
EURO | 0 | 0 | |
İslam’da kardeşlik, birbirini yıkayan iki el gibidir. Kardeşliğin şartı: “Bâr (yük) olma, yâr ol”.
İman, insana izzet katar. Bu itibarla mü’min, izzet ve şerefini koruyan insandır. Bu kıvamı korumanın en önemli yollarından birisi de kimseye yük olmama ve Allah’tan başka kimseden karşılıksız bir şey istememe anlamında istiğnadır.
Ey hasretiyle yaramı taze tutan sevgili. Gönlüme, ruhuma ve ona ulaşmaya ve en güzel kul olmakta. Ey Nebiler Nebisi, senin gül kokulu nefesine ihtiyacımız var.
Dostum, “Olacaksan,” dedi, “insana devâ ol… O zaten dert yüklü, bir de sen yüklenme.” O sanki, “bâr olma, yâr ol” ilkesini hatırlatıyordu.
Abdülaziz Bekkine Hazretleri de şöyle buyurmakta: “Hakka kulluğunu idrak eden kimseye, halka hizmet borç olur.”
Bize gelenlerin işlerini yaparız da onların “Allah razı olsun!” demelerini beklemeyiz. Çünkü biz işimizi Allah rızası için yaparız. (Şeyh Edebali)
Götüreceklerimiz, kendi sırtımıza, başkalarının sırtına yüklediklerimiz değil, başkalarının sırtından aldıklarımızdır.
Yük olanın kesâfeti artar, yorulur ve yok olur. Yükünün altında kalır, mülk âleminin esiri olur. Mekânın mahkûmu, zamanın güruhu olur. Yük alanın letâfeti artar, yoğrulur ve olur. Yüküyle yükselir, melekût âleminin eseri olur. Mekânın hâkimi, zamanın ruhu olur.
Bazı insanlarla karşılaşmayı hiç istemezsiniz, her görüşmede sırtınızdaki küfeye bir şeyler ekler. Kimisi de her ne zaman sizi yüklenmiş görse, koşar alır birazını.
Şimdi soru şu: Biz hangisindeniz? Biz böyleyiz desek ne fayda. Öyle olduğumuza şahit olanlar bulunsun ardımız sıra.
Selam ve dua ile…