Şikayetçi olduğum nice günler oldu zaman geldi ki ağladığım günlere ağladım!

 

Canım ülkem; aksiyonsuz günün yok..
Üstelik dön dolaş aynı kısır döngü kurtulamadık bazı demirbaş olaylardan.

Önceki hafta hafta andımız, geçen hafta darbe, haftaya Ramazan’a girerken oruç tutmadığı için biri dayak yer ve “şeriat geliyor” piyasaya çıkar.

Millet sıkıldı artık böyle uyduruk aksiyonlardan, anlıyor musunuz?

Bakınız pazartesi günü akşam evde teravih namazı başlıyor, gecesi sahur, sabahı 11 ayın sultanı Ramazan başlıyor. Gündemimiz bunlar olmalı. Ramazan’ın heyecanı hiç kimsede yok.

Oysa ki; Rasûlullah (sav), tam da içinde bulunduğumuz günler gibi, bir Şaban ayının sonunda Ramazan ayına girerken ashabına hitap ederek Ramazan ayının kutsiyet ve faziletini şöyle belirtmemişmiydi?

“- Ey insanlar! Yüce ve mübarek bir ayın gölgesi üzerinize bastı…

O ayda bir gece vardır ki bin aydan daha hayırlıdır.
Allah o ayda oruç tutmayı farz kıldı. Geceleyin ibadet yapmayı (terâvih namazı kılmayı) nâfile kıldı.
O ayda bir hayır işleyen kimse diğer aylarda bir farz işlemiş gibi olur.

O ayda bir farz işleyen ise diğer aylarda yetmiş farz işlemiş gibi sevap alır.
O, sabır ayıdır. Sabrın karşılığı ise cennettir.
O, yardımlaşma ayıdır.
O ayda müminin rızkı bollaştırılır.

O ayda kim bir oruçluyu iftar ettirirse bu, günahlarının bağışlanmasına ve cehennemden kurtulmasına sebep olur. Aynı zamanda oruçlunun sevabı kadar sevap verilir. Oruçlunun sevabından da hiçbir şey noksanlaşmaz.

O öyle bir aydır ki evveli rahmet, ortası mağfiret, sonu cehennem ateşinden kurtuluştur.
O ayda işçilerinin yükünü hafifleten kimseyi Allah bağışlar ve cehennem ateşinden kurtarır.

Ramazan ayında şu 4 şeyi çokça yapınız. Bunlardan ikisini yapmakla Rabbinizi razı edersiniz, diğer ikisini yapmaktan da müstağni sayılmazsınız.
Rabbinizi razı edeceğiniz 2 haslet şunlardır:

Allah’tan başka hiçbir ilah olmadığına şehâdet getirmek. Allah’ı anıp istiğfar etmek.

Müstağni olmadığınız iki haslete gelince; Allah’tan cenneti istersiniz, Cehennemden O’na sığınırsınız.

Kim bir oruçluya su verirse, Allah da ona havzından öyle bir şerbet verir ki, artık cennete girinceye kadar hiç susamaz.” daha neler neler…

Halkının tamamı müslüman olan bir ülkede bu güzellikler konuşulması gerekmiyor mu? Rasulullah (s.a.v)’ in söylediği bu sözler sanki kimsenin umrunda değil.

Rabbim bu Ramazan ayına girerken;

“Şikayetçi olduğum nice günler oldu. Zaman geldi ki ağladığım günlere ağladım…”

Hz. Ebubekir’in bu güzel sözünü bize de söyletmeyi nasip etsin.

Selam ve dua ile…

Arif TOPAL
Okunma Sayısı: 857

Yorum Ekle

YAZARIN DİĞER YAZILARI