Merkez Bankası Döviz Kuru | |||
ALIŞ | SATIŞ | ||
USD | 0 | 0 | |
EURO | 0 | 0 | |
Hayatta herkes başka bir şeyin yoksunu
Dünyadan razı bir insana rastlamadım. Kiminle konuşsam bir şeylerden yakınıyor; herkesin bir şeyleri eksik, herkes bir şeylere, bir yerlere geç veya erken. Kimisi ailesinden dertli, kimisi sevdiğinden, kimisi sevmediğinden; kimisi işinden, kimisi meşgalesinden.
Herkes bir şeylerden her an şikayetçi. Pandemi, hastalık, kaos, eleştiri…
Yormuyor mu devamlı an’dan kopuk yaşamak?
Şikâyet; kendilik yolculuğumuza bir taş, ruha yorgunluk, ve şükre savaş.
Oysa meselenin özü şu değil midir?
İnsan, verilene şükretmeyi unuttuğu için, Allah’tan alacaklı gibi davranıyor. Çünkü imtihanı hep verilmeyen zannediyor. Cenneti dünyada yaşamaktan başka çare olmadığına saplanıp kalıyor insanlar ve ahirete hazırlanmaya çalışmıyorlar.
Allah (c.c) hakkımızda hayırlı olan neyse onu nasip etsin.
Şükürsüzlük dehlizinde yol almaktan,
Gaflet rüzgârında toz olup dağılmaktan,
İhanet zincirini tutanlardan beri eylesin.
Her şeye ve her şerre rağmen, kendisinden başka hiç kimseye muhtaç etmesin.
Anlatırlar;
“Timur, Akşehir’e gelirken yanında bir de erkek fil getirmiş. Fil bu, bağ bahçe tanımıyor, önüne gelen yeri talan ediyormuş. Bununla kalsa iyi, Akşehirliler fili beslemek için ambarda, kilerde ne varsa tüketmişler. Bakmışlar böyle olmayacak, Hoca’ya:
– Aman Hocam, demişler, Hünkâr seni dinler; bir konuş da şu fil belasını başımızdan alsın.
– O zaman demiş, Hoca, toparlanın, o aksak mendebura derdimizi birlikte anlatalım.
Hoca önde, Akşehirliler arkada, huzura çıkmak için yola düşmüşler. Otağın kapısına gelindiğinde…
Hoca arkasına bakmış ki in cin top oynuyor. Bir Allah bir kendisi! Ben yapacağımı biliyorum, diyerek huzura çıkmış. Timur sormuş:
– Hayırdır, Hoca, yine ne istiyorsun?
– Hünkârım, demiş Hoca, Akşehirli sizin fili çok sevdi; ancak yalnızlığına üzülüp duruyor, ferman buyursanız da yanına bir de dişi fil getirseler.
Timur memnun:
– Çok yaşa Hoca, demiş, bunu nasıl düşünemedim. Var git müjdeyi hemen ver.
Hoca, otağın kapısından çıkınca, sağa sola saklanan Akşehirliler etrafını sarmışlar:
– Müjde bekleriz Hoca, fil ne zaman gidiyor?
Hoca müjdeyi vermiş:
– Alın size müjde, dişisi de yarın geliyor!”
Hayatlarımız da bu misal. Önde giden, Nasrettin Hoca gibi yalnız kalıyor. Kalabalıklar, geri planda, işin dedikodusunda, hayatlarından memnun…
Biz bize verilecek ve verilmeyecek her türlü rızka muhtacız, yine biz bize verilecek olan için sabırsız, verilmeyecek olan için de şükürsüzlük içindeyiz. Bu yüzden denilmiş ki ayette:
“Şüphesiz insan çok zalimdir, çok nankördür.” ( İbrâhîm 34. Ayet)
Selam ve dua ile…